Modern Okulun Kuruluşu
Yazar: Johann Heinrich Pestalozzi
Çevirmen: Sinan Alkan
ISBN: 978-605-9755-33-7
Sayfa Sayısı: 160
Ebat: 13,5×21 cm
Kağıt Kalitesi: 70 gr. Enso
Kapak Cinsi: Amerikan Cilt
Dil: Türkçe
Fiyatı: 208 TL
Çıkış Tarihi: Temmuz 2020
Basım Bilgisi: 1. Baskı
Kategori: Psikoloji
Dizi: Prorenus
Pestalozzi 19. yüzyıla damgasını vuran bir pedagog ve düşünür. Yaşadığı çağda özellikle klasik eğitim yanlılarınca hırpalanmış, geniş halk kitleleri tarafından anlaşılamamıştır. Bu yüzden yaptığı çalışma ve deneyler yaygın kullanım alanı bulamamış, sadece birkaç eğitim kurumunda uygulanma şansı edinebilmiştir. Ne var ki görüşlerinin etkileri kendisinden sonraki dönemde hissedilmeye başlanmıştır. Çağdaş eğitim anlayışının kurulmasında, insanlığın aydınlanma yolunda önemli işler başarmıştır.
Modern Okulun Kuruluşu’nun esası insanın ruhsal ve bedensel yeteneklerinin doğamıza uygun olarak geliştirilmesi ideali olarak özetlenebilir. Hayvansal doğamızın dürtülerini; kalbimizin içsel yetenekleri, ilahi doğamızın yüksek idealleri, etik değerlerimiz gibi dinamiklerle törpülememiz ve yönlendirmemiz gerekmektedir. Sanat ve bilim alanında gelişimimizin temelinde ruhsal yeterliklerimiz yatmaktadır. Eğitim pekâlâ, bedensel yanımızın özümüzdeki insani formlara emanet edilmesi olarak değerlendirilebilir. Aklımız hayvani yanımızdan daha da ileri gelir. Modern Okulun Kuruluşu işte bu idealler üzerine şekillenmektedir.
Yazar eserinde ilköğretim fikrine hedef olarak şunu belirler: Okul öncesi ve okul sürecinin ilk yıllarında; çocuklara, anne babalarına ve eğiticilerine rehberlik edecek insan doğasına uygun ilköğretim ilkeleri geliştirebilmek. Eser boyunca sıralanan ilköğretim ilkelerine yakından bakanlar ve uygulama alanı oluşturma amacı edinenler ortaya atılan sistemin ayakları yere basmayan ütopik bir yapıya sahip olmadığını göreceklerdir. Üstelik bu ilkeler ekonomik yönden büyük yatırımlara ihtiyaç duymamaktadır. “İnsan doğasının ahlaki, entelektüel ve sanatsal güçlerinin arıtılması koyun yetiştiriciliği ile eşdeğer tutulmamalıdır. Ne yazık ki, biz hâlâ bu hakikate çok uzak bir mesafedeyiz.” diyen Pesatalozzi çağından çok daha ileri zamanlara hitap eden bir düşünüş sistemi ortaya koymaktadır.
Çocuğun dünya üzerindeki ilk yılları gerek bedensel gerekse ruhsal açıdan yalın bir oluşum sergilemektedir. Bütün güçlerinin kapsamı sınırlıdır, doğaçlamaya veya içgüdüye dayanır. Çocukların doğuştan getirdikleri masumiyetlerini yok etmemek için, tüm eğitim araçlarının beşikten gelen uyaranları geliştirecek şekilde ayarlanması gerekir. Modern Okulun Kuruluşu’nun çıkış noktası, çocuğa sunulan ilköğretimin ondaki içsel açılımın ilk tohumlarına katkıda bulunabilmesidir Sadeleştirilmiş eğitim araçları çocuğun basit halde bulunan kendi zihinsel, duyusal ya da sezgisel güçlerini de işin içine sokacaktır. Vahşi doğası ve eğitim etkinlikleri arasında ilgi kurarken zorlanmayan çocuk, kendi doğal güçlerinden de azami olarak yardım alacaktır. İlköğretimin başarılı bir şekilde ayarlanmış sadeliği çocuğun eğitime yılgınlıkla değil, istekle yaklaşımını sağlar.
Pestalozzi’nin seksen yaşındayken kaleme aldığı Modern Okulun Kuruluşu, elli yılı aşkın eğitim faaliyetlerinin damıtılmasıyla oluşmuş oldukça değerli bir eserdir. Yazar bu eserindeki satırları için “kuğunun son şarkısı” deyimini kullanmakta. Eğitime vakfedilmiş iyi niyetli bir ömrün insanlığa bıraktığı miras hükmündeki eser, hem teoride hem de uygulama alanında önemli bilgiler içermekte. Eser, kullanılan yüzeysel ve yapay eğitim metotlarının toplum üzerindeki olumsuz sonuçlarını eleştirmekte. Klasik eğitim ilkelerinin yerine “yaşam biçimleri” ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalınmasını ve ilköğretim araçlarının içsel eğitimin doğal seyrine dikkat edilerek kullanılmasını öneriyor. Yazara göre insan doğasını ve sezgisel gücü dikkate almayan klasik yöntemlerin kullanılması en erken çağdaki çocukların ruhsal varlıklarını anlama konusunda oldukça yetersizdir. Eğitimde başarı; temel oluşum ilkeleri aracılığıyla insan doğasının tanınması ve onu güçlendiren araçlara yönelimle gerçekleşebilir. Bu anlamda eserin reformist yanı ağır basmaktadır.
Modern Okulun Kuruluşu hem eleştirel hem de yenilikçi bir yapıya sahip. Şöyle ki bir yandan uygulanan yanlış eğitim sisteminin olumsuz yanlarını açıkça ve cesur bir dille aktarıyor, diğer yandan da bilimsel çözüm önerilerini sunuyor. Buna göre, eğitimde toplu halde zarara uğranılmasının temelinde eğitim kaynaklarıyla insan doğasında mevcut olan güçlerin uyum içinde olamaması, aralarındaki mesafenin günden güne artması yatmaktadır. Doğal eğitimde bulunması gereken sadelik ilkesi yaşanan sıkıntıları giderecektir. Eğitim kuramcılarının üzerinde önemle durması gereken asıl mesele eğitimde eşitlik ilkesidir. Meselenin çözümü aydınlanma açısından son derece faydalı olacaktır. Çocuklar doğaları gereği sürekli bir gelişim içimdedir, bu gelişimle paralel şekilde yürütülen doğal eğitim çalışmaları insanlığın ilerlemesinde anahtar rolü oynamaktadır.
Yazarın son cümleleri şunlardır ki satır aralarından günümüz modern eğitiminin ayak seslerini işitmek mümkün: “Söylediğim her şeyi test edin, iyiyi koruyun, kötüyü atın! Söylediklerimin sonucunda içinizde daha iyi, daha doğru ve daha güzel bir şeyler olgunlaştıysa ne mutlu bana! Size bu eserde hem gerçeği hem de sevgiyi vermeye çalıştım. Benden aldıklarınıza kendi gerçeklerinizi ve sevginizi ekleyin. Hayatımın tüm özlemlerini yabana atmayın, uzağınızdaki bir nesne gibi görmeyin! Önyargı ile reddetmeyin! Kesinlikle benim hatırım için değil, evrensel susuzluğumuzun giderilmesi için yapın bunları!”